DİYABET HASTALIĞI ve RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME

Ramazan ayı geldi. Bu sene tüm dünyanın uğraştığı Corona virüs salgını nedeni ile hayatımızda ilk defa davetlerden ve o coşkulu kalabalıktan uzak geçirdiğimiz bir ramazan ayını yaşayacağız. 

Beslenme önerilerinde bulunmadan önce, tüm şeker hastalarının mutlaka kendilerini takip eden doktorla görüşerek oruç tutabilme konusunda görüşünü almaları gerektiğini önemle belirtmemiz gerekir. Doktorunuzun kararı oruç tutmamanız yönünde ise doktorunuzun sözünden çıkmayınız. Doktorunuz sizi; uzun süreli açlık, kullanılan ilaçlar ile birlikte kan şekerindeki ani dalgalanmalar, hipoglisemi, hipergliseminin beraberinde getireceği rahatsızlıklardan korumaya çalışıyordur.

Aşağıda okuyacaklarınız, “doktorundan oruç tutabilme konusunda onay almış şeker hastaları” için geçerlidir. 

Diyabet hastalarının her dönem olduğu gibi ramazan ayında da sağlıklı beslenmeye özen göstermesi gerekmektedir. Ramazan ayında beslenme şekli ve öğün sayısı değişir. Önerilen, az az ve sık sık beslenmenin yerini iftar, iftar sonrası, sahur ve besin çeşitliliğinin artmasının aldığı ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmek için dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır. 

Kan şekerindeki ani dalgalanmaların yaşanmaması için iftarda ve sahurda beslenme içeriğine çok dikkat etmelisiniz. Hipoglisemi; kan şekerinin normal değerinin altına düşmesidir. Titreme, terleme, bulanık görme, çarpıntı gibi durumlar hipoglisemi yaşandığında ortaya çıkar. Böyle bir durumun olma ihtimaline karşı yanınızda şeker veya şekerli gıda bulundurmalısınız. Çevrenizdeki kişilerin sizin şeker hastası ve oruçlu olduğunuzu, böyle bir durumun yaşanabileceğini bilmeleri, ilk müdahale açısından önemlidir. Hiperglisemi; kan şekerinin normal değerinin üzerinde olması durumudur. Susama, baş ağrısı, yorgunluk, sık idrara çıkma görülebilir. Bu durumun yaşanmaması için, kan şekerinizi uzun süreli açlık sonrası aniden yükseltecek basit karbonhidratlardan, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise oruçlu iken fazla fiziksel aktivitede bulunmamaktır.

Ramazanda Dengeli Beslenme

Karbonhidrat Tüketimine Dikkat! 

Ramazan ayında pide ve değişik birçok lezzetin raflarda, evlerde yerini alması ile birlikte karbonhidrat tüketimi artmaktadır. Günlük alınması gereken %50-55 karbonhidrat oranı %70lere kadar yükselmektedir. Hiperglisemi gibi bir durumun yaşanmaması için karbonhidratın içeriğine ve ölçülü tüketimine dikkat edilmelidir. 

Sahur Olmadan Asla! 

Bağışıklık sisteminin güçlü kalması ve gün içerisindeki şeker dalgalanmalarını en aza indirmek için kesinlikle sahur yapmalısınız. Sahurda karmaşık karbonhidrat, protein ve yağı bir arada içeren menü öneriyoruz. Örnek vermemiz gerekirse: Sahurda yumurta tüketmek hem günlük almanız gereken protein miktarına destek olacak hem de sizi uzun süre tok tutacaktır. Tuz oranı az olan peynir tüketilmelidir. Posa alımı ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için iyi yıkanmış mevsim sebzesi ve yumruk boyutunda bir mevye (örneğin elma, armut), kaliteli yağ alımı ve tokluk için ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar tercih edilmelidir. Bir bardak kefir, süt veya bir kase yoğurt tüketmek de günlük kalsiyum ihtiyacının bir kısmının karşılanması açısından önemlidir. Ekmek tercihinizin tam tahıllı yani çavdar, tam buğday veya kepekli ekmek olmasını öneriyoruz. Böyle bir sahur öğünü ihtiyacınız olan besin ögelerinin alımına destek olurken, içerdiği posa miktarı ile ramazan ayında karşılaşılan kabızlık sorununun önüne geçmektedir.

Yeterli Su Alımı! 

Sağlıklı bir insanın gün içerisinde ortalama 2-3 litre su ihtiyacı vardır. Yeterli su tüketiminin vücudun bütün sistemlerinin sağlıklı çalışması için olmazsa olmazı olduğunu lütfen unutmayınız ve iftardan sahura kadar olan sürede su içmeye çalışınız. Tüketilen çay ve kahvedeki suyun vücudunuzun su ihtiyacını karşılamadığını hatırlatmakta yarar var. Önceliğiniz yeterli su içmektir. Sıvı kaybının diyabet hastalarında böbrek sorunlarına yol açabileceği unutulmamalıdır. 

Ve İftar! 

Uzun süreli açlığın ardından iftarda çok hızlı yemek yemek kan şekerinde ani yükselmeye sebep olur. Orucu su ile açtıktan sonra yemeye çorba ile başlanmalı, ardından 15 dakika mola verilmelidir. İdeali budur. Moladan sonra ana yemeğe geçilmeli, kızartma gibi ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Sulu sebze yemekleri veya yağda kızartma olmayan bir yöntem ile pişirilmiş yeterli miktarda et grubu tercih edilmelidir. Unutulmamalıdır ki; sadece karbonhidrat değil, fazla yağ ve protein tüketimi de kan şekerine etki etmektedir. Diyabet hastalarının dikkat etmesi gereken diğer bir nokta ise pilav, makarna, hamur işi gibi kan şekerini ani yükselten gıdaları tüketmemek, onların yerini yoğurt ve mevsim salataları ile doldurmaktır. Fazla miktarda ekmek ve pide tüketiminden kaçınmalıdırlar. 

Şekere Hayır!

Şeker ve yapay tatlandırıcı içeren sıvılar sofranızda bulunmamalıdır. Onların yerine bol su, maden suyu, ayran veya şekersiz komposto tercih edilmelidir. İftardan sonra ikram edilen her türlü tatlılar, diyabet hastalarının düştüğü en büyük tuzaklardandır. Bir seferden bir şey olmaz mantığı ile yaklaşmak kan şekerini kontrol altında tutabilmenizi engeller. Bu alışkanlık değiştirilmelidir. İftardan sonra sahura kadar olan arada acıkıyorsanız o ara süt ve mevsiminde yumruk boyutunda meyve (örneğin elma, armut) ile doldurulmalıdır. Böylelikle hem sağlıklı bir ara öğün yapılacak hem de yaşanan tatlı isteği bastırılmış olacaktır.

Hareketsiz Kalmayın!

Evlerde hareketsiz kaldığımız Corona günlerinde hem sindirme destek vermek hem de kan şekerinin ani yükselmesini önlemek amaçlı iftardan ve sahurdan en az üç saat sonra evde ağır olmayan egzersizler yapmanızı öneriyoruz. 

Herkesin beslenmesine dikkat ettiği, Corona salgınının sonlandığı, sağlıklı bir ramazan ayı geçirmesi dileğiyle…

Prof. Dr. Hüseyin Sinan

Diyetisyen Hatice Marangoz

Detaylı Bilgi: www.huseyinsinan.com